![Fotoğraf: Rivâyete göre Yavuz, Mısır seferinde Konya’nın Çumra ovasından geçerken ordusuna mola verdi. Bu esnâda kendisi de, birkaç kişi ile etrafı dolaşırken bir ihtiyara rastladı. Selâm verdi. Sonra:
“–Uzak yerden geliyorum, karnım aç, yiyeceğin var mı?” diye sordu.
Yaşlı zât, meşgalesine devam ederek ilerideki bir tencereyi gösterdi ve «buyur» dedi.
Bu defa Yavuz:
“–Fakat yalnız değilim. Ardımda kocaman bir ordu vardır.” dedi.
Nûr yüzlü ihtiyar, hiç telaş etmeden:
“–Evlâdım, kaptaki aş hepinize yeter inşâallâh!” dedi.
Gerçekten bütün asker, bu kaptan karnını iyice doyurdu; yine de kaptaki aş bitmedi. Bu hâl karşısında hislenen Yavuz, bu yaşlı zâtın duâsını da alarak yoluna devam etti. Zafer sonrası bu zâta tekrar uğradı ve bir isteği olup olmadığını sordu. Mübârek Allâh dostu, yavaş bir sesle:
“–Sultanım! Bir ikincisi olmadığı için mendilimi verirseniz sevinirim.” dedi.
Yavuz önce şaşırdı. Sonra da muhârebede yaralandığı sırada yarasını bir mendille saran zâtın bu olduğunu anlamakta gecikmedi. Mendili çıkarıp sahibine iâde ederken gözleri nemlenen Yavuz, gönlünün derinliklerinden Cenâb-ı Hakk’a sonsuz ve sayısız nîmetlerinden dolayı şükürler ediyordu.
Bu hâdise, Hak dostlarının, Yavuz’un samîmiyetine karşı maddî ve mânevî tasarrufta bulunduğunun en bâriz misâllerindendir.
[Sayfamızı takip ediyorsak lütfen Beğenelim]](https://m.ak.fbcdn.net/sphotos-d.ak/hphotos-ak-prn2/p480x480/1186056_589180221139420_1211346207_n.jpg)
“–Uzak yerden geliyorum, karnım aç, yiyeceğin var mı?” diye sordu.
Yaşlı zât, meşgalesine devam ederek ilerideki bir tencereyi gösterdi ve «buyur» dedi.
Bu defa Yavuz:
“–Fakat yalnız değilim. Ardımda kocaman bir ordu vardır.” dedi.
Nûr yüzlü ihtiyar, hiç telaş etmeden:
“–Evlâdım, kaptaki aş hepinize yeter inşâallâh!” dedi.
Gerçekten bütün asker, bu kaptan karnını iyice doyurdu; yine de kaptaki aş bitmedi. Bu hâl karşısında hislenen Yavuz, bu yaşlı zâtın duâsını da alarak yoluna devam etti. Zafer sonrası bu zâta tekrar uğradı ve bir isteği olup olmadığını sordu. Mübârek Allâh dostu, yavaş bir sesle:
“–Sultanım! Bir ikincisi olmadığı için mendilimi verirseniz sevinirim.” dedi.
Yavuz önce şaşırdı. Sonra da muhârebede yaralandığı sırada yarasını bir mendille saran zâtın bu olduğunu anlamakta gecikmedi. Mendili çıkarıp sahibine iâde ederken gözleri nemlenen Yavuz, gönlünün derinliklerinden Cenâb-ı Hakk’a sonsuz ve sayısız nîmetlerinden dolayı şükürler ediyordu.
Bu hâdise, Hak dostlarının, Yavuz’un samîmiyetine karşı maddî ve mânevî tasarrufta bulunduğunun en bâriz misâllerindendir.